28 Ağustos 2010 Cumartesi

Aziz İzzet Efendi

Şöminede yanan odunların çıtırtısıda olmasa oda da ses sem yok.Sehpanın üstünde bir kum saati Akıp durur.Acelesi var belli…İki koltuk karşı karşıya,ikiside dolu.İki ayrı dünya karşı karşıya birinde delici bakışlarla karşındakini süzen gözler…Ayak bileklerine kadar uzanan pileli yeşil bir etek…Bembeyaz elinde uzanan küçük bir silah karşıya doğrulmuş.Karşıda oturan adam belliki otuzlarında ne kadarda soğuk dursa alnı terliyor yavaş yavaş… Elinde kırmızı fesi gözleri odaklanmış karşıdakinin gözlerine.Kadın ağır bir fransız aksanıyla ‘’Oyun bitti İzzet Efendi.Kum saatinde kumlar azalıyor.Ama sen son düşen kum tanesini göremeyeceksin.’’dedi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder